Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti/Kutsal Kitap’a Dayali Bir Müjdecilik Anlayişi
Gospel Translations Turkish sitesinden
By Mark Dever
About The Nature of the Church
Chapter 5 of the book Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti
Translation by 9Marks
Şu ana kadar sağlıklı bir kilisenin işaretlerinden, açıklamalı vaaz, Kutsal Kitap’a dayalı teoloji, Kutsal Kitap’a dayalı müjde ve iman etme anlayışı konularına değindik. Bu konuların ne kadar önemli olduğunu vurgulamanın bir başka yolu da bu özellikleri kaybeden toplulukların sonun ne olacağını şöyle bir düşünmektir. Vaazlar çok kolay bir şekilde zaten bilinen gerçeklerin basmakalıp bir kopyası haline dönüşebilir. Hıristiyanlık, çevremizdeki laik kültürden ayırt edilemez bir hale gelebilir. Müjde de ruhsal bir kişisel gelişim kaynağı olarak yeniden şekillenebilir. İman etme kavramı, Tanrı’nın bir eylemi olmaktan çıkıp insanlar tarafından verilen basit bir karar şekline gelebilir. Bu tür topluluklar, yani yüzeysel vaazlar veren, laik düşüceyi benimseyen ve Mesih’i yalnızca bir defalığına dudak ucuyla kabul etmekten (Romalılar 10:9’u çoğu zaman yanlış uygulayarak) sadece az daha fazlasını teşvik eden, ben merkezli müjdeye sarılan topluluklar Mesih’in kurtuluş haberini iyi bir şekilde ilan edemezler.
Kilisenin tüm üyeleri için ama özellikle öğretiş verme ayrıcalık ve sorumluluğuna sahip olan önderler için Kutsal Kitap’a dayalı bir müjdecilik anlayışı çok önemlidir. Bir kişinin müjdeyi nasıl paylaştığı elbette ki o kişinin müjdeyi nasıl algıladığına bağlıdır. Eğer sizin zihniniz Tanrı ve müjde konusunda ve insan ve iman etme konusunda Kutsal Kitap tarafından şekillendirilmişse, müjdecilik konusunda da doğal olarak doğru bir anlayışa sahip olacaksınız. İnsanlara, müjde paylaşma metodları ve stratejileri öğretmeye çalışmak yerine müjdenin kendisini öğrenmeye ve öğretmeye çalışmalıyız.
Kutsal Kitap’a göre müjdecilik iyi haberi özgürce sunmak ve onları iman ettirmesi için de Tanrı’ya güvenmektir (bakınız; E.İşleri 16:14). “Kurtuluş senden gelir, ya RAB!" (Yunus 2:9), ve ayrıca Yuhanna 1:12-13’e bakınız.
Ruhsal doğumun gerçekleşmesi için her ne şekilde çabalarsak çabalayalım elde edeceğimiz başarı, kuru kemikleri birleştirmeye çalışan Hezekiel’in ya da yeniden doğmaya çalışan Nikodim’in kazandığı başarıyla aynı olacaktır.
Eğer iman etme kavramı, samimi bir şekilde bir kez verilen bir karar olarak algılanılıyorsa, bizim de her bir insanı, mümkün olan her bir yolla bu kararı verme noktasına getirmemiz gerekir. Kutsal Kitap’a göre birbirimize iyi bakmamız, yalvarmamız, ve birbirimizi ikna etmemiz gerekmesine rağmen bizim birinci görevimiz Tanrı’dan aldığımız sorumluluğa sadık kalmak, yani O’nun bize verdiği İyi Haberi duyurmaktır. Bizim bu İyi Haberi duyurmamız sonucunda Tanrı’da insanların iman etmelerini sağlayacaktır (bakınız Yuhanna 1:13; E.İşleri 18:9-10).
Yeni imanlıların, kendi kurtuluşlarının lütufkar doğasından haberdar olmaları yüreklendirici bir durumdur. Büyük ihtimalle siz de bu son zamanlarda hatta son birkaç hafta ya da ay içinde kurtuluşun Tanrı’nın bir işi olduğunu size hatırlatan tanıklıklar duymuşsunuzdur. “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” (Efesliler 2:8-9)
Eğer bir kilisenin üye sayısı katılanarın sayısından bir hayli yüksekse, şu soruyu sormalıyız; o kilisenin imanlı anlayışı Kutsal Kitap’la uyuşuyor mu? Daha da ötesi, bu kadar insanın kilise yaşamına katılmadan kendi kurtuluşlarından emin olmalarına sebebiyet veren müjdeleme nasıl bir müjdelemedir? Kilise bu duruma bir çok yolla ihtiraz etmiş midir yoksa sessizlik içinde göz mü yummuştur? Kutsal Kitap’a dayalı kilise disiplini de kilise müjdeciliğinin bir parçasıdır.
Ben müjde verirken, insanların Müjde konusunda karar verebilmeleri için onlara üç gerçeği bildirmeye çalışıyorum:
- Bir, bu karar onlara pahalıya patlayabilir (ve bu nedenle de iyi düşünüp, ölçüp, biçmek gerekir, bakınız Luka 9:62).
- İki, Bu karar acildir (ve bu nedenle de acilen verilmelidir, bakınız 3:18, 36).
- Üç, bu karar verilmeye değer bir karardır (bu nedenle de verilmelidir, bakınız Yuhanna 10:10)
Ailemize ve arkadaşlarımıza müjde verirken bu dengeyi kurmaya çalışmalıyız. Kilise olarak müjdeleme faliyetlerimizde bu dengeyi kurmaya çalışmalıyız.
Müjdecilik hakkında dört mükkemmel yazılı kaynak var. Müjde anlayışımız ile kullandığımız müjdeleme metodları arasındaki derin bağı incelemek isterseniz, size şunları önerebilirim; Will Metzger, Tell the Truth (Inter-Varsity Press); Iain Murray, The Invitation System, ve Revival and Revivalism (Banner of Truth Trust).
Bu durumda, sağlıklı bir kilisenin bir diğer işareti de Kutsal Kitap’a dayalı bir müjdecilik anlayışı ve uygulamasıdır. Tek gerçek büyüme Tanrı’dan gelen büyümedir.
DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
- Yazar müjdeciliği, iyi haberi özgürce sunmak ve onları iman ettirmesi için de Tanrı’ya güvenmek olarak tanımlıyor. İnsanları iman ettirenin Tanrı olduğunu bilmek bizim müjdeciliğimizi nasıl etkiler? İnsanın iman edebilmesi için kendi kendisini imanlı etmeye karar vermesi gerektiğine kendimizi inandırırsak müjdeciliğe ne olur?
- Sizin kilisenizin üye sayısı kiliseye katılanların sayısından çok daha fazla mı? Eğer öyleyse, sizce bunun sebebi ne olabilir? Kilisenizin müjdecilik faliyetleri müjdeyi dengeli ve sağlıklı bir biçimde sunuyor mu? Bu dengeyi daha iyi hale getirmek için neler yapılabilir?
- Yazar, Mesih’i izleme kararı pahalıya patlayabilir derken neyi kastediyor? Acil bir karardır derken neyi kastediyor? Verilmeye değer bir karar derken neyi kastediyor? Bu üç gerçek hakkında öğretiş veren ayetlerden bazılarını bulunuz.