Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti/Kusal Kitap’a Dayali Bir İman Etme Anlayişi

Gospel Translations Turkish sitesinden

Git ve:kullan, ara

Related resources
More By Mark Dever
Author Index
More About The Nature of the Church
Topic Index
About this resource
English: Nine Marks of a Healthy Church/A Biblical Understanding of Evangelism

© 9Marks

Share this
Our Mission
This resource is published by Gospel Translations, an online ministry that exists to make gospel-centered books and articles available for free in every nation and language.

Learn more (English).
How You Can Help
If you speak English well, you can volunteer with us as a translator.

Learn more (English).

By Mark Dever About The Nature of the Church
Chapter 6 of the book Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti

Translation by 9Marks

Kilisemizin 1878’de yaptığı ilk toplantısında bir inanç bildirgesi kabul edildi. Aslında o bildirge, 1833 yılında kabul edilen New Hampshire inanç bildirgesinin güçlendirilmiş haliydi. Bu bildirge 1925 yılında ve yeniden gözden geçirip düzeltildikten sonra da 1963 yılında Southern Baptist Convention tarafından kabul edilerek Vaftizci inancının ve mesajının temeli oldu. İnanç bildirgemizin VIII nci maddesinde şöyle yazar:

Biz inanıyoruz ki Tövbe ve İman kutsal vazifelerdir ve bir birinden ayrılmaz lütuflardır, Tanrı’nın yaşam veren Ruh’u aracılığıyla canlarımızda; günahımız, içinde bulunduğumuz tehlike, çaresizliğimiz ve Mesih aracılığıyla bize sağlanan kurtuluş konusunda ikna olduğumuz yerde gerçekleşir. Samimi bir pişmanlık, itiraf ve yalvarışla merhamet için Tanrı’ya yöneliriz aynı zamanda da Rab İsa Mesih’i Peygamberimiz, Başkahinimiz ve Kralımız olarak kabul edip tek ve herşeye gücü yeten Kurtarıcı olarak sadece O’na güveniriz.

Bu bildirgenin bizim iman etmemizle ilgili olarak ne dediğine dikkat edin. İman ediyoruz çünkü günahımız, içinde bulunduğumuz tehlike, çaresizliğimiz ve Mesih aracılığıyla bize sağlanan kurtuluş konusunda ikna oluyoruz. Tövbe etmek ve inanmaktan oluşan bu iman etme nasıl gerçekleşiyor? Tanrı’nın yaşam veren Ruh’u aracılığıyla canlarımızda gerçekleşiyor. Bu bildirgeyi destekleyen iki ayet var: Elçilerin İşleri 11:18 “Bunları dinledikten sonra yatıştılar. Tanrı'yı yücelterek şöyle dediler: "Demek ki Tanrı, tövbe etme ve yaşama kavuşma fırsatını öteki uluslara da vermiştir."” ve Efesliler 2:8 “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır.”

Eğer iman etmemiz Tanrı’nın bizde yaptığı bir iş olarak değil de bizim kendi kendimize yaptığımız bir şey olarak algılanılıyorsa bu bir yanlış anlaşılmadır. İman etme, kesinlikle bizim eylemimizi gerektirir; samimi bir adanma ve bilinçli bir şekilde karar vermek gerekir. Buna rağmen iman etme hakkında söylenecek çok söz var daha. Kutsal Yazılar açıkca gösteriyor ki, bütün insanlar Tanrı’ya gitmiyorlar; bazıları doğru yolu buluyorlar bazıları da etrafa bakınıp doğru yol hangisi acaba diye düşünüyorlar. Aslında bu durum da açıkça gösteriyor ki ihtiyacımız olan şey; yüreklerimizin yenilenmesi, zihinlerimizin değişmesi ve ruhlarımıza yaşam verilmesidir. Bunların hiç birisini biz kendimiz yapamayız. Biz kendimizi adayabiliriz ama önce kurtulmamız gerek. Dış görünüşü nasıl olursa olsun, herbir insanın ihtiyacı olan değişiklikler, sadece Tanrı’nın yapabileceği çok radikal ve çok köklü değişikliklerdir. İman edebilmemiz için Tanrı’nın bizde çalışmasına ihtiyacımız var.

Supergon’la ilgili bir olayı hatırlıyorum. Londra’da yürürken sarhoş bir adam ona yaklaşmış yol kenarındaki lamba direğine tutunarak şöyle demiş “Hey, Supergon Bey, Ben senin iman ettirdiklerinden birisiyim!” Bunun üzerine Supergon da şöyle bir yanıt vermiş “Sen benimkilerden biri olabilirsin ama kesinlikle Rab’binkilerden değilsin!”

Kutsal Kitap’taki iman etme mevzusunun yanlış anlaşılmasının sonuçlarından biri de müjdeci kiliselerin, yaşamlarının bazı noktalarında kendilerini samimiyetle adamış ama Kutsal Kitap’ın bahsettiği radikal değişimi hiç yaşamamış insanlarla dolu olmasıdır. Güney Vaftizciler Kongresi tarafından son günlerde yapılan bir araştırmaya göre Güney Vaftizciler (benim de bağlı olduğum mezhep) bünyesindeki boşanma oranı ABD çapındaki boşanma oranından daha yüksektir. İmanlılar arasında böylesi bir ters tanıklık olmasının sebeplerinden biri de iman etme mevzusunda Kutsal Kitap’la bağdaşmayan öğretiler veriliyor olmasıdır. Kesinlikledir ki iman etme, duygusal güdülerle alevlenip gerçekleşen bir şey olmamalıdır, ancak Kutsal Kitap’ın tanımladığı gibi gerçek bir iman etme eylemiyse meyveleriyle kendini belli etmelidir. Kutsal Kitap’ın sunduğu iman etme kavramını doğru anlamak sağlıklı bir kilisenin işaretlerinden biridir.

DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR

  1. E.İşleri 11:18’i okuyun. Bu ayet tövbe etmenin temeli hakkında ne öğretiyor? Tövbe, insanın Tanrı’ya yönelmek için verdiği tek yanlı bir kararın sonucu mudur yoksa Tanrı’nın insan yüreğinde yaptığı işin sonucu mudur?
  2. Yaratılış 6:5 ve Romalılar 8:7’yi okuyun. İnsan yüreğinin günah altındaki durumunu tanımlayın. Kutsal Kitap, insanın Tanrı’yı hoşnut edebilme veya kendi gücüyle Tanrı’ya yönelme yeteneği hakkında ne diyor?
  3. Efesliler 2:1-10’u okuyunuz. İman ettikten sonra Tanrı yüreklerimizde büyük değişiklikler yapar. Bu ayetler bu değişiklikler hakkında ne söylüyor? Bu değişiklikleri insan büyük bir çaba harcayarak kendi kendine yapabilir mi?
  4. Yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, bugün Amerika’da Hıristiyan olduğunu söyleyen insanlar arasındaki boşanma oranı ulusal boşanma oranından daha yüksektir. Bunun sebeplerinden biri ne olabilir? Bir kişinin yaşamında Tanrı’nın yaşam veren Ruhu tarafından yapılan işlerin sonuçları ya da meyvleri hakkında Kutsal Kitap neler öğretiyor?
  5. Önceki yüzyıllarda imanlılar daha normal bir şekilde, ergenlik çağına girerken (17-20 yaşlarında) vaftiz oluyorlardı. Vaftizci Hıristiyanlar arasında bu yaşın daha aşağılara düşmesinin sebebi ne olabilir? Bu mevzu neden bu denli önemlidir?