İnanılmaz Sevgi

Gospel Translations Turkish sitesinden

Git ve:kullan, ara

Related resources
More By John Piper
Author Index
More About Atonement
Topic Index
About this resource
English: Amazing Love

© Ligonier Ministries

Share this
Our Mission
This resource is published by Gospel Translations, an online ministry that exists to make gospel-centered books and articles available for free in every nation and language.

Learn more (English).
How You Can Help
If you speak English well, you can volunteer with us as a translator.

Learn more (English).

By John Piper About Atonement

Translation by Elif Karademir

Review You can help us improve by reviewing this translation for accuracy. Learn more (English).



Mesih'in ölürken bile bize duyduğu sevgi, çektiği acılar kadar bilinçli bir sevgiydi. " Sevginin ne olduğunu Mesih’in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir." (1. Yuhanna 3:16) Kendi hayatını bizim için feda etti. Bu sevgidir. "Fısıh Bayramı'ndan önceydi. İsa, bu dünyadan ayrılıp Baba'ya gideceği saatin geldiğini biliyordu. Dünyada kendisine ait olanları hep sevmişti; sonuna kadar da sevdi." (Yuhanna 13:1) Calvary yolunda atılan her adım, "Seni seviyorum." demekti.

Bu nedenle, Mesih'in hayatını feda ederken bize gösterdiği sevgiyi hissetmek, hayatını bizim için ortaya koyduğunu anlamamızdan yardımcı olur. Bu beş yolu, Mesih'in bizim için ölme sebebi olduğunu düşünebiliriz.

Öncelikle Petrus'un hizmetçinin kafasını yarmak istediği lakin sadece kulağını kestiği o şiddetli anda, İsa'nın ne söylediğine bir bakalım.

"O zaman İsa ona, “Kılıcını yerine koy!” dedi. “Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. Yoksa Babam'dan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?" (Matta 26:52-54)

İsa'nın ölümü Eski Antlaşma'da önceden bildirilse de, İsa'nın yaptığı seçimler Kutsal Yazıların gerçekleşmesini sağlamak içindir.

İsa'nın Matta 26:54'te de söylediği şey buydu: "Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?" Kutsal Yazıları bildiğim için kaçabileceğim bir yol seçmiyorum. Yapılması gerekenleri bilmiyorum. Tanrı Sözü'nde yazılanları yerine getirmek benim görevim.

Bu niyetini görmenin ikinci yolu da, Yeruşalim'e gittiği zamanda söyledikleridir: "Yola çıkmış Yeruşalim'e gidiyorlardı. İsa önlerinde yürüyordu. Öğrencileri şaşkınlık içindeydi, ardından gelenler ise korkuyorlardı. İsa Onikiler'i yine bir yana çekip kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı: “Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz” dedi. “İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek. Onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracak ve öteki uluslara teslim edecekler. O'nunla alay edecek, üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var ki O, üç gün sonra dirilecek." (Markos 10:32-34)

Kutsal Yazılara göre İsa'nın her şeyi kontrol eden tek bir hedefi vardı: Kutsal Yazılara uygun olarak ölmek. Zamanın yaklaştığını bilen İsa, kararlıydı: "Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, kararlı adımlarla Yeruşalim'e doğru yola çıktı." (Luka 9:51)

İsa'nın bizim için canını verdiğini görmenin üçüncü yolu ise, Yeşaya Peygamber'in ağzından kelimelere döktüğü şu sözcüklerden anlayabiliriz: "Bana vuranlara sırtımı açtım, yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara. Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü gizlemedim." (Yeşaya 50:6)

Bu demirden iradeyi sağlam kılmak için hayal gücümün üzerine gitmem gerekiyor. İnsanlar acı çekmekten kaçınırlar. Adaletsiz, çirkin, kibirli, aşağılık insanların neden olduğu acılardan daha hızlı kaçınırız. Acıların ve aşağılamaların karşısında İsa, yapılması gerekeni hemen yapmamayı seçmiştir. Kendisine vuruna öbür yanağını sundu, sakalının yolunmasına, yüzüne tükürülmesine izin verdi. Tüm bubların hepsini acıya neden olanlar için yapıyordu.

İsa'nın kasıtlı acılar çektiğini görmenin dördüncü yolunu, Petrus bize şu sözcüklerle açıklamıştır: "Kendisine sövüldüğünde sövgüyle karşılık vermedi, acı çektiğinde kimseyi tehdit etmedi; davasını, adaletle yargılayan Tanrı'ya bıraktı." (1. Petrus 2:23)

İsa'nın adaletsizliğe bakış açısı, "Adaletsizlik önemli değil" şeklinde değildi, kendini "adil yargılayana" emanet etmişti. Tanrı, adaletin yerini bulduğunu görecekti. Bu, ne İsa'nın Calvary'deki çağrısı ne de bizim çağrımızdı. "Çünkü şöyle yazılmıştır: “Rab diyor ki, ‘Öç benimdir, ben karşılık vereceğim.’" (Romalılar 12:19)

İsa'nın kendi isteğiyle öldüğünü anlamanın beşinci ve en anlaşılır yolu Yuhanna 10:17-18'de yazılmıştır: "Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babam'dan aldım."

İsa'nın bu sözlerinde anlatmak istediği şey yaptığı bütün eylemlerin kendi isteğiyle ve gönüllü olarak yaptığıdır. O'nu hiçbir insan kısıtlamamıştır, içinde bulunduğu koşullar onu belirli durumlara hapsetmemiştir. O anın adaletsizliğiyle oradan oraya savrulmamuştır. Kontrol O'ndadır.

Yuhanna, "Sevginin ne olduğunu Mesih'in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir." (1. Yuhanna 3:16) dediğinde, biz O'nun bizi ne kadar çok sevdiğini ve bizim için acı çekip ölmeye duyduğu isteği görüyoruz. Bunu derinden hissetmeniz için sizlere dua ediyorum. Ve İsa tarafından derinlemesine sevildiğinizi hissedersiniz umarım: "Bizi zorlayan, Mesih'in sevgisidir. Yargımız şu: Biri herkes için öldü; öyleyse hepsi öldü. 15Evet, Mesih herkes için öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar." (2. Korintliler 5:14-15)