Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti/Kutsal Kitap’a Dayali Teoloji

Gospel Translations Turkish sitesinden

JoyaTeemer (Mesaj | Katkılar) tarafından oluşturulmuş 20:46, 23 Ekim 2009 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hali | en güncel halini göster (fark) | Sonraki hali → (fark)
Git ve:kullan, ara

Related resources
More By Mark Dever
Author Index
More About The Nature of the Church
Topic Index
About this resource
English: Nine Marks of a Healthy Church/Biblical Theology

© 9Marks

Share this
Our Mission
This resource is published by Gospel Translations, an online ministry that exists to make gospel-centered books and articles available for free in every nation and language.

Learn more (English).
How You Can Help
If you speak English well, you can volunteer with us as a translator.

Learn more (English).

By Mark Dever About The Nature of the Church
Chapter 3 of the book Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti

Translation by 9Marks

Açıklamalı vaaz bir kilisenin sağlığı için önemlidir. Ancak bütün yöntemler ne kadar iyi olurlarsa olsunlar kötüye kullanılmaya açıktırlar ve bu nedenle de denenmeleri gerekir. Kiliselerimizde üzerinde durduğumuz konu sadace ne şekilde ögretiş verildiği değil ne öğretildiği de olmalıdır. Öğretişlerimizde sağlamlığa özen göstermeliyiz, özellikle de Kutsal Kitap’taki Tanrı anlayışımız ve O’nun bizimle olan ilişkisine yönelik konularda.

“Sağlamlık” modası geçmiş bir kelimedir. Pavlus’un Timoteos ve Titus’a yazdığı önderliğe yönelik mektuplarda “sağlam” kelimesi güvenilir, doğru ve sadık anlamlarına gelmektedir. Aslında bu kelime tıp dünyasında bütün veya sağlıklı anlamında kullanılan bir kelimedir. 1. Timoteos 1. bölümde görüyoruz ki sağlam öğreti müjde ile şekilleniyor ve hem günahı hem de tanrısızlığı reddediyor. Hatta 1. Timoteos 6:3’te Pavlus farklı öğretiler ile Rab İsa Mesih’in sağlam tanrısal öğretisini karşılaştırıyor. Bu nedenle Pavlus Timoteos’a yazdığı ikinci mektubunda kendisinden öğrenmiş olduğu sağlam öğretiye bağlı kalması için onu teşvik ediyor (2. Timoteos 1:13). Pavlus Timoteos’u uyarıyor ve şöyle diyor; “Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye katlanamayacaklar. Kulaklarını okşayan sözler duymak için çevrelerine kendi arzularına uygun öğretmenler toplayacaklar.” (2 Timoteos 4:3).

Pavlus başka bir genç pastör olan Titus’a yazarken de aynı konulara değiniyor. Titus’un önder olarak atayacağı her bir kişi için şunları yazıyor Pavlus, “Hem başkalarını sağlam öğretiyle yüreklendirmek, hem de karşı çıkanları ikna edebilmek için imanlılara öğretilen güvenilir söze sımsıkı sarılmalı.”(Titus 1:9). Pavlus Titus’tan sahte öğretilere karşı onları uyarmalarını istiyor, “Bu nedenle, Yahudi masallarına, gerçeği reddedenlerin buyruklarına kulak vermeyip sağlam imana sahip olmaları için onları sert bir şekilde uyar.” (Titus 1:13). Pavlus, Titus’a “Sana gelince, sağlam öğretiye uygun olanı öğret.” (Titus 2:1) diyerek onu bu konuda görevlendiriyor.

Sağlıklı öğretiyi oluşturan bütün parçaları bir araya toplayacak olursak Kutsal Kitap’ı yeniden oluştururuz. Ancak pratikte, her kilise hangi konularda üyelerin hem fikir olmaları gerektiğine, hangi konlarda üyeler arasında bellirli bir derceye kadar fikir ayrılığı olabileceğine ve hangi konularda da üyeler arasında tam bir fikir özgürlüğü olacağına kendisi karar vermektedir.

Washington DC’de benim hizmet verdiğim kilisede, her bir üyenin kurtuluşun sadece İsa Mesih aracılığıyla mümkün olduğuna inanması gerekiyor. Bizler aynı zamanda vaftiz ve kilise yönetimi konularında da yanı (veya benzer) düşüncelere sahibiz. Bu son iki konuda hemfikir olmamız kurtluş açısından çok önemli değildir ancak hem pratik açıdan faydalı oluyor hem de kilise yaşamını sağlıklı kılıyor.

Kurtuluş ve kilise yaşamındaki pratiklik açısından gerekli olmayan konularda fikir ayrılıklarına izin verebiliriz. Örneğin, hepimiz Mesih’in geri döceğini kabul etmemize rağmen O’nun dönüş zamanı konusunda hepimiz aynı fikirde olmak zorunda değiliz. İbraniler kitapçığının yazarının kimliği yada askeri savunma gibi halen tam bir açıklığa kavuşmamış yada merkezi öneme sahip olmayan konularda tam bir fikir özğürlüne sahip olabiliriz.

Tüm bu konularda net bir presip olmalıdır; inancımızda büyüdükçe, ortak inanç anlayışımızdaki birliği daha fazla görmek istiyoruz. İlk kiliseler bu konu hakkında şöyle bir şey söylemişler: temel meselelerde birlik, temel olmayan meselelerde farklılık, herşeyde yardım severlik.

Sağlam öğreti, Kutsal Kitap’a dayalı olan ama çoğu zaman göz ardı edilen öğretilere de sadık kalmayı içerir. Eğer Kutsal Kitap’ın sağlam öğretisini öğreneceksek, zor ve hatta bölünmelere sebebiyet verebilecek olan ama Tanrı’nın bizim aramızda yaptığı işleri anlamamızı sağlayan öğretileri de kabul etmeliyiz. Örneğin, seçilmişlik konusunda Kutsal Kitap öğretisi çok karmaşık olduğu için genellikle bundan kaçınılıyor. Bu öğreti de Kutsal Kitap’a dayalıdır ve önemlidir. Biz bu konuyu tam olarak anlamasak bile, bu konu hiç de küçük bir mesele değildir, çünkü sonuç olarak kurtuluşumuz bizim tarafımızdan değil de Tanrı tarafından belirlenmiştir. Kutsal Kitap’ın cevapladığı diğer önemli sorular da göz ardı edilmiştir.

Bütün bu sorular sadece kitap kurdu olan teologlar yada Kutsal Kitap okullarında okuyan öğrencileri ilgilendiren sorular değillerdir. Her bir Hıristiyan için önemlidir bunlar. Bu sorulara vereceğimiz cevaplar değiştikçe topluluğumuzu yönetme şeklimizin de ne kadar çok değişeceğini pastör olanlarımız bilirler. Kutsal Yazılara olan sadakatimiz bu konular hakkında net ve yetkili bir şekilde konuşmamızı talep eder.

Kutsal Kitap’ın Tanrı hakkındaki öğretişlerinden ne anladığımız önemlidir. Kutsal Kitap’a göre Tanrı Yaratıcı’dır ve Rab’dir ancak buna rağmen O’nun egemenliği kimi zamanlar inkar edilmektedir, hatta kilise de bile. Hıristiyan olduklarını söyleyen kişilerin yaratılış yada kurtuluş planında Tanrı’nın egemenliğini kabul etmemeleri aslında putperestçe dindarlık onyamalarıdır. Bir çok Hıristiyan’ın Tanrı’nın egemenliği hakkında samimi soruları vardır ancak ısrarcı ve kararlı bir tutumla Tanrı’nın egemenliğini inkar etmek bizi kaygılandırmalıdır. Bu durumda olan bir kişiyi vaftiz etmek de bir bakıma hala imanlı olmayan birini vaftiz etmek olabilir. Böyle birini üyeliğe kabul etmek de, aslında Tanrı’ya güvenmediği halde sanki o kişi Tanrı’ya güvenen biriymiş gibi ona davranmak demektir.

Tanrı’nın egemenlğini inkar etmek bir Hıristiyan için tehlikeli olduğu gibi topluluğun önderi için de çok daha tehlikelidir. Tanrı’nın eğemenliği hakkında şüphesi olan veya bu konudaki Kutsal Yazıları ciddi biçimde yanlış anlayan bir kişiyi önder olarak atamak Tanrı’ya güvenmeye istekli olmayan birini örnek olarak göstermek demektir. Böylesi bir atama kiliseyi yıkıma mahkum eder.

Bugün içinde yaşadığımız kültür çoğu zaman müjdeciliği reklamcılığa dönüştürmek ve Ruh’un işini pazarlamacılık olarak yorumlamak için bizi teşvik ediyor. Hatta bazen Tanrı’nın kendisi bile insanlaştırılıyor ve sanki O bir insanmış gibi düşünülüyor. Böyle durumlarda, sağlıklı bir kilise, Kutsal Yazılar’a dayanan sağlam öğretiye kendini adamış, hem kendi kişisel tecrübelerine hem de Kutsal Yazılar’a dayanarak Tanrı’nın egemenliğini kavramış olan önderler için özellikle dua etmelidir. Sağlıklı bir kilisenin işareti açıklamalı vaazlar ve Kutsal Kitap’a dayalı teolojidir.

DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR

  1. 1 Timoteos 6:3-5’i okuyunuz. Pavlus yanlış öğretiler yayan kişiyi nasıl tanımlıyor? Timoteos’un kendi halkına sağlam ve tanrısal öğreti vermesi neden bu kadar önemliydi sizce?
  2. Yazar, kendisinin hizmet ettiği kilisede insanların o kilisenin üyesi olabilmek için kabul etmeleri gereken bazı öğretilerden bahsediyor. Aynı zamanda üylerin özgür olduğu bir kaç konuya da değiniyor. Herhangi bir kişinin sizin kilisenizin üyesi olabilmek için nelere inanması gerekiyor. Bu konulardaki öğretiler sizin kilisenizi o bölgedeki diğer kiliselerden nasıl farklı kılıyor? Sizin kiliseniz hangi konularda özgürlük tanıyor?
  3. Kutsal Kitap’taki bazı öğretiler tartışmalara sebep olduğundan, zor olduğundan veya bölünmelere neden olduğundan dolayı çoğu zaman göz ardı ediliyorlar. Bu konlar tartışmalara neden olduğu için kiliselerimizde bu konular hakkında öğretiş verilmemesi ve konuşulmaması iyi bir davranışmıdır? Neden?
  4. Yazar 19. sayfada dört soru veriyor, aslında bu sorular genellikle hak ettikleri ilgiyi görmüyorlar. Sizce Kutsal Kitap bu sorulara nasıl cevap veriyor? Kutsal Kitap’tan referans ayetler vererek cevaplayınız.
  5. Titus 1:9’da Pavlus topluluk önderi için şöyle diyor, “imanlılara öğretilen güvenilir söze sımsıkı sarılmalı” Sizce, bir pastörün veya kilise ihtiyarının kurtuluş planında Tanrı’nın egemenliğini anlaması ve buna sımsıkı sarılması önemli midir? Bu alanda Tanrı’nın egemliğiniden kuşku duyan veya bu konudaki Kutsal Kitap öğretilerini yanlış anlayan bir kilise önderi nasıl bir tehlike teşkil eder?