Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti/Önsöz
Gospel Translations Turkish sitesinden
(Sayfa oluşturdu, içeriği: '{{info|Nine Marks of a Healthy Church/Introduction}} Tanrı, iyiliği ve sevgisiyle, bizleri sadece Hıristiyan olmaya çağırmadı. Bireysel olarak günah işlemiş...')
Sonraki sürümle aradaki fark →
Sayfanın 21:23, 22 Ekim 2009 tarihindeki hâli
By Mark Dever
About The Nature of the Church
Chapter 1 of the book Sağlikli Bir Kilisenin Dokuz İşareti
Translation by 9Marks
Tanrı, iyiliği ve sevgisiyle, bizleri sadece Hıristiyan olmaya çağırmadı. Bireysel olarak günah işlemiş olsak da, bu dünyadan bireysel olarak çağrılmış olsak da, bizler aynı zamanda yerel bir toplulukta bir araya gelmek için çağrıldık. Bu topluluğa, İncil’de kilise deniliyor.
Bugün piyasadaki bir çok kitap ve bir çok konuşmacı, akla gelebilecek hemen hemen her türlü niteliği, tapınma tarzını, bilgisayar programını, kitabı, ses sistemini, semineri, hizmeti, eğitimi, proğramı, grubu, filozofiyi, metodu, öğretiyi, meziyeti, ruhsal tecrübeleri, oto park tasarımını veya idari yapıyı başarılı bir kilisenin anahtarı olarak ileri sürüyor. Kim doğru söylüyor? Bir kilisenin sağlıklı olup olmadığını nasıl bilebilirsiniz? Kutsal Kitap’a dayalı, köklü, Tanrı’yı yücelten bir büyümeyi nasıl teşvik edebilirsiniz? Bu küçük kitap kiliseleri değiştirmek için bir araçtır. Bu kitabın içinde sağlıklı bir kilisenin dokuz şeçkin işaretini öneriyorum. Sağlıklı bir kilisenin nitelikleri sadece bunlar değildir. Bir kilise hakkında söylenebilecek sözler sadece bunlardan ibaret değildir. Hatta bunlar kilise hakkındaki en önemli şeyler de değildir. Örneğin vaftiz ve Rabbin sofrasını kutlamak burada doğrudan ele alınmamış olmasına rağmen Kutsal Kitap’a dayalı bir kilisenin temel faaliyeteridir. Bu nedenle hemen hemen her kilise bu faliyetleri gerçekleştirmeyi en azından niyet eder. Burada ele alınan dokuz nitelik bir kiliseyi esaslı, sağlıklı ve Kutsal Kitap’a dayalı bir kilise olarak bir çok diğer hastalıklı kardeşlerinden belirgin bir şekilde ayırabilecek işaretlerdir. Burada ele alınan dokuz işareti bugün çok nadir görüyoruz, ve bu nedenle de bu konulara özenle dikkat etmemiz ve kiliselerimizde geliştirmemiz gerekmektedir. Elbette ki, tıpkı bu dünyada mükemmel Hıristiyanlar olmadığı gibi mükemmel kiliseler de yoktur. Hatta en iyi kiliseler bile idealin altında kalıyor. Ne doğru yönetim şekli, ne cesurca vaaz etmek, ne fedakarca
Sağlıklı Bir Kilisenin Dokuz İşareti vermek, ne de geleneksel öğretişler bir kilisenin gelişip büyüyeceğini garanti edemez. Buna rağmen, her bir kilise daha da sağlıklı bir hale gelebilir. Kendi bireysel yaşamlarımızda günah karşısında nihai bir zafere asla ulaşamıyoruz ama Tanrı’nın gerçek çocukları olarak mücadele etmekten de vaz geçmiyoruz. Aynı şekilde kilise de mücadele etmekten vaz geçmemelidir. Hıristiyanlar, özellikle de pastörler ve kilise önderleri daha sağlıklı kilisler görmeyi arzu ediyorlar ve bunun için çalışıyorlar. Bu kitapçığın amacı bu sağlığı teşvik etmektir. Ben bu amaçla yazıyorum ve siz de bu amaçla okuyorsunuz, öyleki Kendi halkında Tanrı yüceltilsin. Biz Amerikalıların pragmatizme ve özellikle de net başarıya olan bağımlılığının yerini, özellikle de Tanrı’nın buyruklarına itaat etmek söz konusu olduğunda sonuclarına bakmadan Tanrı’ya güvenme ve alçak gönüllülük almalıdır. Verilen hizmetleri farklı kategoriler altında tanımalı ve teşvik etmeliyiz, sadece büyüyüp gelişmekte olan bir bölge yada uyanışı yaşayan bir bölgede hizmet eden kilise kurucusunu değil aynı zamanda yerinde sayan veya gerileyen şehirlerde yada kırsal alanlarda hizmet eden pastörleri de teşvik etmeliyiz. Sadece büyük hizmet programları yada misyonerlik faalieytleri gibi kısa zamanda çok sayıda insanın tepki verdiği hizmet aktivitelerini değil de William Carey veya Adoniram Judson’ın hizmetlerinde gördüğümüz gibi Tanrı’nın işini teşvik edebilmeliyiz. Bir uyarı notu: kiliselerimizin hedef ve faaliyetlerini yeniden ayarlarken bu değişikliği ve Kutsal Kitap’a dayalı reformu, Kutsal Kitap okullarına bel bağlamadan yapmalıyız. Bu okullar kendi yöneticileri tarafından yönetilen kurumlardır, ister bir mezhepe bağlı olsunlar ister olmasınlar bu durum böyledir, çünkü aksi takdirde bu kurumlar yok olurlar. Bunun da böyle olması gerekir. Bu nedenle bizler kiliselerimizde değişiklik yapmaya çalışırken, daha uzun süre, daha yavaş biçimde ve daha derin biçimde çalışmalıyız. Tekrar söylüyorum; en iyi kiliseler bile idealin altında kalıyor, ama biz bundan dolayı çabalamaktan vaz geçmemeliyiz. Tanrı’nın kendi halkında yüceltildiği sağlıklı kiliselere olan özlemimiz konusunda aynı duyguları paylaşıyoruz. Bu kitabın bu amaç için kullanılmasını arzu ediyorum.